Tarihtekiler.com

  1. Anasayfa
  2. »
  3. DÜNYA TARİHİ
  4. »
  5. Timurlenk’in Hayatı

Timurlenk’in Hayatı

Tarihtekiler.com Tarihtekiler.com -
385 0
timurlenk'in hayatı

Tarih sahnesinde adından sıkça söz ettiren büyük liderler, olağanüstü yetenekleri ve sıra dışı yaşamlarıyla anılırlar. Orta Asya’nın bağrından yükselen Timurlenk da bu isimler arasında oldukça özel bir yere sahiptir. 14. Yüzyılın sonları ve 15. Yüzyılın başlarında Asya’dan Avrupa’ya kadar geniş topraklar fetheden Timur Küregen, askeri dehası ve sivri zekasıyla tanınır.

Asıl adı Timur’dur ancak Timurlenk (Farsça ‘da Timur-i leng yani Aksak Timur anlamındadır) ya da Tamerlane olarak da kayıtlı olduğu kaynaklar mevcuttur. Yaşamı boyunca oldukça kararlı ve cesur biri olarak bilinen Timur, savaş becerisi ve stratejik hamleleriyle zamanın en güçlü imparatorluklarına bile kafa tutmuş biridir. Ancak onun hayatı yalnızca zaferlerle dolu bir fetih hikayesinden ibaret değildir; aynı zamanda kültürel miras bırakan, sanat ve mimariyle yakından ilgilenen bir hükümdarın da öyküsüdür. Bu içerikte, Timur’un hayatından bahsedeceğiz.

Erken Dönem

Timurlenk, 8 Nisan 1336’da Semerkand ile Belh şehirleri arasında kalan ve o zamanlar Keş olarak bilinen Şehr-i Şebz şehri, Hoca Ilgar köyünde dünyaya geldi. Rivayetlere göre avucunda pıhtılaşmış kan ve yaşlı bir adamın saçları gibi bembeyaz saçlarla doğmuştur. Bilge kişiler, avucundaki kanı sahip kıranlık yani zamanın egemeni olma ve ileride çok kan dökeceğinin bir belirtisi olarak yorumlar. Saçlarının beyazlığı ise erken yaşta olgunlaşacağı ve büyük işler başaracağının bir göstergesi olarak kabul edilir.

Timur’un babasının adı Turagay, annesinin adı ise Tekira Hatun’dur. Turagay, Çağatay ulusunu oluşturan Türk-Moğol boylarından Barlaslar’ın önderiydi ve yalnızca kendi oymağında değil tüm Çağatay ulusunda saygın bir beydi. Tarih kitaplarında yazanlara göre Barlaslar aynı zamanda Cengiz Han’ın da atası olan Moğolların efsanevi atası Alangoya soyundan gelmektedir. Timur’un mezar yazıtında da Alangoya’dan saygıyla bahsedilir.

Timurlenk Kimdir

Timurlenk ve Tamerlane olarak bilinen Timur’un bu lakapları alma sebebi küçük yaşlardan beri kısmen topallayarak yürümesi ve sağ elinde iki parmağının olmayışıdır. Timur’un çocukluğu ve gençliği, liderlik özelliklerinin şekillendiği ve savaş sanatında ustalaşmaya başladığı bir dönemdi. Barlas kabilesinin küçük reisi olan babası Turagay, Timur’a hem askeri hem de politik anlamda ilham vermiştir.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Küba Devrimi

Timur’un okuryazarlığı, onu diğer liderlerden ayıran önemli bir özellikti. Çeşitli dillerde okuma ve yazma yeteneği, onun kültürel ve entelektüel kapasitesini artırmış ve yönetiminde etkin bir rol oynamıştır. Bu yetenekleri, onun askeri stratejilerini ve diplomatik ilişkilerini şekillendirmede önemli bir rol oynamıştır.

Gençliğinde kurduğu küçük savaşçı grubu, Timur’un liderlik ve organizasyon yeteneklerini geliştirmesine yardımcı olmuştur. Kırsal kesimde düzenlediği baskınlar ve topladığı ganimetler, onun savaşma ve strateji konusundaki becerilerini pekiştirmiştir. Bu dönemde edindiği deneyimlerle ileride kuracağı büyük imparatorluğun temellerini atmıştır.

Askeri ve Siyasi Yaşamı

Timurlenk’in gençliği, Maveraünnehir bölgesinde yerel göçebe klanlar ile yerleşik Çağatay Moğol hanları arasındaki çatışmalarla geçti. Çağatay hanları, halkı şehirleşmeye teşvik ederek ağır vergiler uyguladı, bu da halkın hoşnutsuzluğuna sebep oldu.

1347 yılında Kazgan adında bir yerli, Çağatay hükümdarı Borolday’ı devirerek yönetimi ele geçirdi. Ancak 1358’deki suikastla Kazgan öldürüldü ve yerine çeşitli savaş ağaları ve dini liderler mücadele etti. Bu dönemde Moğol savaş ağası Tuğluk Timur, zaferle çıktı ve Timur’un önüne geçti.

Ancak Timurlenk, Moğollara karşı planlar kuruyordu. Kazgan’ın torunu Emir Hüseyin ile ittifak kurarak güç kazandı. Ancak Moğolların tepkisiyle Timur ve Hüseyin tahttan indirilerek hayatta kalmak için kaçmak zorunda kaldılar.

Timurlenk, askeri deneyim kazanarak Çağatay’daki Türk birliklerinin lideri oldu ve Horasan’ı fethederek kabile lideri oldu. Hüseyin’i devirerek tüm Çağatay’ın hükümdarı oldu ve imparatorluk hırsıyla dolu bir döneme giriş yaptı.

Timurlenk ve Ankara Savaşı

Timur İmparatorluğu’nun Kuruluşu ve Büyümesi

Tahta çıktıktan sonra, Timurlenk’in ana hedefi, Cengiz Han’ın mirasını yeniden canlandırmak ve onun imparatorluğunu yeniden inşa etmekti. Bu amaçla hızla fetihlere başladı. İlk olarak komşu bölgeleri ele geçirerek Maveraünnehir bölgesindeki hakimiyetini genişletti. Ardından İran, Kafkaslar ve Hindistan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada seferler düzenledi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  En Ünlü Mısır Piramitleri

Ancak önünde çözülmesi gereken önemli bir sorun vardı; Timurlenk, Cengiz Han’ın doğrudan soyundan değildi. Aslına bakılırsa kendisi tamamen Moğol bile değildi ya da muhtemelen hiç Moğol değildi, bu da onun “Han” unvanına yönelik arzusunun en iyi ihtimalle sorunlu olmasına neden oluyordu.

Her ne kadar Barlas kabilesinin halkı Türk-Moğol olarak kabul edilse de bu, halkını onun “saf” Moğol olduğuna inandırmak için yeterli değildi. Sonuç olarak Timur, doğrudan Cengiz Han’ın soyundan geldiğini iddia edebilecek bir Moğol prensesini karısı olarak almaya karar verdi. Timur aynı zamanda Müslüman bir alemin en yüksek yöneticisi olan Halife unvanını alacak kadar doğru İslam mezhebine de mensup değildi. “Doğaüstü” otoriteye sahip bir Müslüman olduğunu iddia ederek bu durumun üstesinden geldi. Geçmiş unvanları geçersiz kılmak için eski kuralları yeniden yazdı ve “Emir” unvanını tarihe kazandırdı.

Timur, Orta Asya’yı elinde tutarak 1380’de Rusya’yı işgal etti. Moğol Hanı Toktamış’ın kontrolü yeniden ele geçirmesine yardım etti ve aynı zamanda savaşta Litvanyalıları mağlup etti. 1383’te İran’a karşı ilk salvo olan Herat’ı (günümüzde Afganistan) ele geçirdi. 1385’e gelindiğinde İran’ın tamamı onun oldu. 1395 yılında Altın Orda Devleti’ne karşı düzenlediği seferle bu devleti büyük ölçüde zayıflatarak kendi gücünü pekiştirdi.

Timur’un en dikkat çekici seferlerinden biri, 1398-1399 yıllarında Hindistan’a yaptığı seferdir. Delhi Sultanlığı’na karşı kazandığı zafer, onun askeri dehasını ve acımasızlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Delhi’nin yağmalanması ve binlerce insanın katledilmesi, Timur’un adını hem korkulan hem de hayranlık duyulan bir lider olarak tarihe kazıdı.

Son Sefer ve Ölüm

Avrupalı hükümdarlar, Sultan Bayazid’in yenilgiye uğramasından memnundu ama Timurlenk ’in onların kapısına da dayanacağı düşüncesi hepsini korkutuyordu. İspanya, Fransa ve diğer güçlerin yöneticileri, bir saldırıyı engellemek umuduyla Timurlenk’e tebrik elçileri gönderdiler. Ancak Timur’un daha büyük bir hedefi vardı ve 1404’te Çin’ini fethetmeye karar verdi.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Enola Gay ve 2. Dünya Savaşına Etkisi

Aralık ayında sefere çıkan ordu hiç beklemediği, hazırlıklı olmadığı bir soğukla karşılaştı. Onlarca askerin ve hatta atın bile soğuktan hayatını kaybettiği dönemde Timur’da oldukça kötü hastalanmıştı. 17 Şubat 1405’te tedavi için gittiği Kazakistan’ın Otrar şehrinde öldü. Ölüm sebebi olaraksa kulunç rahatsızlığı gösterildi. Naaşı Semerkant’a getirildi ve daha önce ölen torunu Muhammed Sultan’ın Ruh Abad yakınlarında bulunan medresesine defnedildi.

Timurlenk ‘in Mirası

Timur, atası olduğu varsayılan Cengiz Han gibi, küçük bir reisin oğlu olarak hayata başladı. Saf zekası, askeri becerisi ve kişiliğinin gücü sayesinde Rusya’dan Hindistan’a ve Akdeniz’den Moğolistan’a kadar uzanan bir imparatorluğu fethetmeyi başardı. Ancak Cengiz Han’ın aksine Timur, ticaret yollarını açmak ve topraklarını korumak için değil daha da büyümek, yağmalamak için fetih yaptı. Bu nedenle en büyük mirası Timur İmparatorluğu onun ardından çok uzun süre ayakta kalamadı. Timur’un mirası, sadece fethettiği topraklarla sınırlı kalmadı. Onun kültürel ve sanatsal katkıları, Orta Asya’da ve ötesinde derin izler bıraktı. Semerkant’taki anıtsal yapılar ve Timur’un anısı, bugün hala büyük bir hayranlık ve saygıyla anılmaktadır.

tarihtekiler.com-logo- küçük

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

bigseboss