Katolik Kilisesi, tarih boyunca kadın bir Papa’nın varlığını hiçbir zaman onaylamadı. Dünya çapında milyonlarca Katolik var ve bu insanlara ruhani rehberlik edenler, Papa olarak bilinen Katolik din adamlarıdır. Papalık, yüzyıllardır hem siyasi hem de kültürel açıdan büyük bir öneme sahip olmuştur. Ancak bu makam, binlerce yıl süren eski geleneklere ve sıkı kurallara bağlıdır; örneğin, bir kadının Papa olması düşünülemez. Yine de tarih, Papalık makamının geleneksel ve katı kurallarına rağmen bazı şaşırtıcı istisnaları kaydetmiştir. 9. yüzyılın ortalarında, sonradan VIII. Joan olarak bilinecek bir kadın, Papa olmayı başardı.
Yaklaşık iki yıl boyunca Papalık görevini sürdüren ve Katolik Kilisesi’ne liderlik eden VIII. Joan’ın bir kadın olduğu gerçeği, birçok Katolik din adamını şaşkına çeviren bir biçimde açığa çıktı. Joan adındaki bu kadının iki yıl süresince tüm Katolik dünyasını kendisinin erkek olduğuna ikna etmesi, Papalık makamında dikkate değer bazı önlemlerin alınmasına sebep oldu. Şimdi gelin, tarihin en ilginç ve tek kadın Papası olan VIII. Joan’ın olağanüstü ve tuhaf hikayesine daha yakından göz atalım.
Gelenekleri Yıkan Kadın Papa VIII. Joan
Katolik Kilisesi için büyük önem taşıyan ve yüzyıllardır sıkı bir şekilde korunan pek çok kural bulunmaktadır. Bu kurallar arasında en dikkat çekici olanlardan biri, kadınların Papa olamayacağı yönündedir. Ancak, yüzlerce yıl öncesinde yaşamış bir kadın, Papalık makamının bu eski ve katı kuralını alt üst etmeyi başarmıştır.
Papa VIII. Joan ’ın Erkek Kılığına Girmesi
Joan’ın gençlik dönemine dair çeşitli rivayetler mevcut. Ancak yaygın olan hikayelerde, onun gençlik yıllarında bir rahiple tanışıp aşık oldukları konusunda bir fikir birliği var. Hikayenin devamı ise daha da büyüleyici. Anlatılana göre, Joan ve rahip sevgilisi Avrupa’nın çeşitli kentlerini kapsayan bir yolculuğa çıkmak istiyorlardı.

Fakat önlerinde büyük bir engel vardı. Joan’ın sevgilisi bir rahip olduğundan, bir kadınla seyahat etmesi imkansızdı. İşte bu noktada, Katolik dünyasının ve Papalık tarihinin seyrini değiştirecek cesur bir fikir doğdu. Joan, sevgilisiyle birlikte olabilmek adına erkek kılığına girmeye karar verdi.
Papa VIII. Joan ve Sevgilisinin Atina’da Yaşaması
Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki manastırları dolaştıktan sonra çift, bir süreliğine Atina’da yaşamaya karar verir. Manastırlarda geçirdikleri uzun zaman ve Joan’ın sevgilisinden edindiği bilgiler sayesinde, o da artık bir din görevlisi kadar Hristiyanlık hakkında bilgi sahibi olmuştu. Zaten oldukça ilginç olan Joan’ın hayatı, Atina’da başlayan ve onu daha da sıra dışı kılacak olaylar zinciriyle yeni bir evreye girmişti.
Papa VIII. Joan Çok Zeki Biriydi
Joan, olağanüstü zekası ve geniş bilgi birikimiyle Roma’da erkek kılığında yaşamını sürdürmekteydi. Bilgisi ve zekası sayesinde Katolik Kilisesi’nin de takdirini kazanan Joan, Roma’daki diğer erkek din görevlileri arasında dikkat çekici bir figür haline gelmişti. Onu diğerlerinden ayıran, üstün zekası ve göze çarpan yetenekleriydi.
Papa VIII. Joan’ın Papa Olması
Joan’ın yükselişi gerçekten de dikkate değerdi. Bazı tarihî kaynaklara göre 847, bazılarına göre ise 855 yılında VIII. Joan olarak Papa seçildiği ve yaklaşık iki yıl boyunca bu görevi yerine getirdiği belirtiliyor. Böylece, “Tarihin İlk Kadın Papası” unvanını alarak Vatikan’ın en tepesine çıkmış oldu.
Papa VIII. Joan’ın Gizli Hamilelik Süreci
858 yılında Papa Joan VIII, Vatikan’da halka açık bir tören düzenliyordu. Ancak beklenmedik bir durum meydana geldi. Hamilelik sancıları başlamıştı. Evet, tarihin ilk kadın Papası, Vatikan’ın kendi din görevlilerinden biriyle ilişki yaşamış ve hamile kalmıştı. Joan, uzun süre kadın kimliğini Katolik dünyasından gizlemeyi başarmıştı, ancak hamileliğini saklamak onun için çok daha zordu. Ne var ki, tören sırasında yaşanan bu hamilelik sancıları, onun olağandışı hikayesinin sonuna doğru ilerlediğinin işaretçisiydi.
Bu olayın ardından Joan, bir daha kimseyi kendisinin erkek olduğuna ikna edemedi. Dahası, uzun süre ruhani lider olarak güvendikleri kişinin aslında bir kadın olduğunun anlaşılması, Vatikan başta olmak üzere tüm Katolik dünyasında büyük şaşkınlık ve öfkeye neden oldu.
Papa VIII. Joan ve Çocuğunun Ölümü
Bazı rivayetlere göre Joan, zaten ölü bir çocuğu dünyaya getirmişti ve bu yüzden yalnızca öldürüldü. Ancak Joan’ın ölüm şekli hakkında Katolik dünyasını şaşırtan çeşitli hikayeler mevcut. Bir kısım anlatıya göre, cinsiyeti ortaya çıktıktan hemen sonra tören alanında taşlanarak hayatını kaybetti. Diğer bir kısım ise onun bir ata bağlanıp yerlerde sürüklendiğini ve böylece öldüğünü iddia ediyor.

Katolik Kilisesi Yıllarca Papa VIII. Joan Olayını Reddetti
VIII. Joan ile ilgili iddia edilen tüm kayıtlar yok edildiği için, bu garip hikaye zamanla unutuldu. Ancak 13. yüzyılda, bazı tarihçiler ve Katolik din görevlileri bu olayı yazılı eserlerde yeniden gündeme getirdiler. Özellikle 1250 yılında Jean de Mailly tarafından yayımlanan “Chronica Universalis Mettensis” adlı eserde geçmişte bir kadının Papa seçildiğine dair bahsedilmesi, VIII. Joan’ın birçok yazılı eserde yeniden anılmasına sebep oldu. Yine de Papalık makamı, böyle bir olayın gerçekleştiğini hiçbir zaman resmi olarak kabul etmedi.
Bazı tarihçiler, böyle bir olayın asla gerçekleşmediğini savunurken, diğerleri bunun gerçek olduğuna inanıyor. Katolik Kilisesi’ne göre ise bu olay, 12. ve 13. yüzyıllarda Papalık muhalifleri tarafından ortaya atılan bir hiciv hikayesinden ibaret.
Papa VIII. Joan Testis Kontrolü Gelmesine Sebep Oldu
Yeni bir Papa seçildiği zaman, halka açıklanmadan önce özel bir sandalyeye oturtuluyor ve genellikle en yaşlı kardinal tarafından bir cinsiyet kontrolü yapılıyor. Bu kontrolle, yeni seçilen Papanın erkek olduğu teyit ediliyor. Rivayete göre bu tuhaf gelenek, kadın Papa vakasının ardından başlatılmıştır.
