Edebiyatın derinliklerinde kaybolmak insana bambaşka dünyaların kapılarını aralar. Özellikle de bu dünyalar, mistik bir atmosfere sahipse okuyucular için daha da büyüleyici bir hal alır. Şair Nesimi de okuyucuyu böyle bir ortama çeken isimlerden biridir. Onun şiirlerinde, insanın özüne dair derin sorgulamalar ve evrensel gerçeklik arayışları gizlidir. Nesimi’nin hayatı sadece bir şairin biyografisi olmanın ötesinde dönemin dini ve felsefi çatışmalarının da yansımasıdır. Bu içeriğimizde Nesiminin yaşam öyküsünden Türk edebiyatındaki yerine, eserlerinden trajik ölümüne kadar geçen süreci detaylarıyla ele alacağız.
Şair Nesimi Kimdir?
Nesimi’nin hayatıyla alakalı günümüze kadar ulaşan sınırlı sayıda bilgi bulunur. Ancak farklı kaynaklardan alınan bu bilgiler çoğunlukla birbiriyle çelişir. Bu nedenle Nesimi’nin yaşamı hakkında net bir bilgi vermek pek mümkün değildir. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden olan Nesimi’nin asıl adı İbn Hâcer el-Askalanî’nin eserinde Nesimüddin olarak geçerken Sıbt İbnü’l-Acemi’nin eserinde Ali şeklinde yer alır. Diğer bazı kaynaklarda ise Ömer ve Celaleddin olarak anılır.

Lakabı İmadeddin olan Nesimi’nin doğum tarihinin 1369 – 1370 arasında olduğu düşünülür. Kaynakların birçoğunda doğum yeriyle alakalı farklı birçok rivayetler bulunur. İbn Hâcer el-Askalanî’ye göre Tebriz’de, Aşık Çelebi Diyarbakır’da ve İranlı kaynaklara göre ise Şiraz ya da Şamahı şehirlerinde doğduğu tahmin ediliyor.
14. yüzyılda yaşamış olan büyük Azerbaycan Türk şairi ve düşünce adamı İmadeddin Nesimi, güçlü şiirleri ve cesur fikirleriyle dönemin en önemli sufilerinden biri olarak kabul edilir. Sözlerinin derinliği, mistik ve felsefi içerikleriyle dikkat çeken ünlü şair aynı zamanda Hurufilik tarikatının önemli temsilcilerindendir.
Ailesi ve Yaşamı
Babasının iyi eğitim almış bir alim olduğu bilinen Şair Nesimi’nin ailesi Şirvan’ın önde gelenlerindendi. Soyunun Hz. Muhammed’e dayandığı söylenir ve bu nedenle de babasıyla kendisinin “Seyyid” unvanıyla tanındıkları da bilinir. Nesimi’nin annesi hakkında herhangi bir bilgi bulunmazken kendisinden birkaç yaş küçük bir kardeşi olduğu söylenir. Kardeşi de baba ismi ve Şah Kendan mahlasını kullanarak şiirler yazmıştır. Ölüm tarihi bilinmese de Nesimi’nin kardeşinin mezarının Şamahı’daki eski bir mezarlıkta olduğu belgelerle kanıtlanmıştır. Ayrıca mezar taşında Şah Kendan yazar.
Nesimi’nin çocukluk döneminde Şamahı şehri Şirvan’ın kültür merkeziydi. Ünlü mektepler ve medreseler burada bulunur ve şehrin zenginlerine ait birçok kütüphane de yine bu şehirde inşa edilmiştir. Nesimi’nin eğitim hayatı boyunca bu şehirde olduğu ve hatta alim, hekim Kafieddin tarafından kurulan Darü’ş-şifa adındaki tıp akademisinde eğitim aldığı kabul edilir. Nesimi’nin bu akademide yalnızca tıp eğitimi değil aynı zamanda İslami bilimler, mantık bilimleri, matematik ve astronomi gibi birçok alanda eğitim aldığı bilinir.

Aldığı eğitimlerden sonra önce Sibli’nin müridi olarak yaşamına devam etmiştir. Ardından Hürufilik tarikatının kurucusu Fazlullah Esterabadî Naimi’nin hizmetinde çalışmış, eğitim almıştır. Naimi’nin mürşidi olarak taraf toplama seferlerine katılmıştır. Çok kısa sürede yoldaş ve sonrasında da Naimi’nin halifesi olmuştur. Kendini sevdiren ve işini en iyi şekilde yapan Şair Nesimi, Fazlullah Esterabadi’nin kızıyla da evlenmiştir. Bu sayede de Hurufi abdallarının başına geçmiştir.
Hurufilik inancını yaymak için şiirler yazan Nedimi, bu uğurda yollara da düşmüştür. Azerbaycan İran ve Arap ülkelerine seferler yapan şair, I. Murad Hüdavendigar döneminde Osmanlı topraklarına da ayak basmıştır. Ardından Azerbaycan’a geri dönmüştür ve yaşamına devam etmiştir. Fazlullah’ın öldürülmesinden sonra Azerbaycan’dan ayrılan Nesimi yeniden Anadolu’ya gelmiştir.
Nesimi’nin Türk Edebiyatındaki Yeri
I.Murad döneminde Bursa’ya yerleştiği ve burada pek de iyi karşılanmadığı söylenen Şair Nesimi’nin Hacı Bektaş-ı Veli’den etkilendiği düşünülür. Anadolu’da yaşadığı süre boyunca birçok şair ve düşünürden etkilenmiştir. Ayrıca Hacı Bayram-ı Veli ile görüşmek için Ankara’ya gitmiş ancak Hurufilik’le ilgili fikirlerinden dolayı huzura kabul edilmemiştir. Ancak Ali Şîr Nevaî’nin Nesimi ile ilgili övgü dolu sözler söylemiş olması onun Orta Asya Türk dünyasındaki önemli kişilerden olduğunun bir göstergesidir.
Yaptıklarıyla ve yazdıklarıyla Anadolu Beylerinin birçoğunu etkilemeyi başaran Nesimi, Türk edebiyat tarihinde önemli bir yere sahiptir. Eserlerinde dile getirdiği fikirler, derin tasavvufi anlayışı ve insanın özüne dair incelemeleri, dönemin ötesine geçerek günümüze kadar ulaşmıştır. Türk edebiyatında özellikle Hurufi akımının en önemli temsilcisi olan Nesimi, Türk şiirine yeni bir soluk getirmiştir. Şiirlerinde kullandığı sade ama güçlü dil geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmesini sağlamıştır.
Şair Nesimi’nin şiirlerinde sıkça işlediği temalar arasında insanın evrendeki yeri, ilahi aşk, vahdet-i vücut ve varoluşun anlamı gibi konular bulunur. Bu temalar, düşünce yapısının bir yansımasıdır ve okuyucuyu derin düşüncelere sevk eder. Nesimi, şiirlerinde zamanın dilini büyük bir ustalıkla kullanmıştır. Gazeller, tuyuğlar yazan Nesimi, Türk divan edebiyatının öncülerindendir.
Şair Nesimi’nin Eserleri
Şair Nesimi’nin eserleri, düşünce dünyasını ve edebi yetkinliğini yansıtan önemli belgelerdir. Divan edebiyatının önemli bir temsilcisi olan Nesimi’nin başlıca eserleri arasında “Divan”ı bulunmaktadır. Divan’ı, Farsça ve Türkçe olarak iki ayrı dilde yazmıştır ve her iki dilde de büyük bir edebi değer taşır. Bu eser dil ustalığını ve çok yönlülüğünü gözler önüne serer. Divan’ında yer alan gazeller, kasideler ve rubailer düşünce dünyasının zenginliğini ve edebi gücünü ortaya koyar.
Divan’ın yanında Şair Nesimi’nin en önemli eseri Mukaddimetü’l-Hakâyık’tır. Fazlullah-ı Hurûfî’nin Câvidân-nâme’sini temel alarak Türkçe yazdığı eserde dini konular harflerle açıklamıştır. Şiirlerde yazan Nesimi genel olarak insanın ruhsal yolculuğunu ve ilahi aşkı konu edinmiştir. Bu konuları ele alırken özgün bir üslup geliştirmiştir. Eserlerindeki içsel derinlik ve duygusal yoğunluk, okuyucular üzerinde derin bir etki bırakır. Hurufi akımının en büyük temsilcilerinden biri olarak, harflerin ve sayıların mistik anlamlarına da eserlerinde sıkça yer vermiştir.

Nesimi Nasıl Öldürüldü?
Şair Nesimi’nin hayatı kadar ölümü de trajik ve dikkat çekicidir. Hurufilik düşüncesini açıkça savunduğu ve yaydığı için dönemin yöneticileri tarafından sapkın olarak kabul edilen Nesimi, bu nedenle büyük baskılara maruz kalmıştır. Hurufi inancına göre, insanın kendisi tanrının bir yansımasıdır ve bu düşünce dönemin dini otoriteleri tarafından tehlikeli ve sapkınlık olarak görülmüştür.
1417 yılına gelindiğinde Halep uleması Nesimi’nin düşüncelerinin İslam dinine aykırı olduğunu ileri sürerek öldürülmesi için fetva vermiştir. Mısır Çerkes kölemen hükümdarı olan Muavyed Şeyh’in verdiği onayla tutuklanan Nesimi, saltanat naibi Emir Yeşbek tarafından öldürülmüştür. Acımasız bir şekilde infaz edilen şairin, boynu vurulmuş ve rivayete göre derisi de yüzülmüştür.
Cesedi 7 gün boyunda Halep meydanında sergilendi. Ardından vücudu parçalandı ve inançlarını bozduğu düşünülen Şehsüvaroğlu Ali Bey, kardeşi Nasırüddin ve Kara Yülük Osman Bey’e gönderildi. Bu acımasız infaz, inançlarına ve düşüncelerine olan bağlılığının bir sembolü olarak hafızalarda yer etmiştir. Şair Nesimi’nin ölümü, düşüncelerinin ne kadar güçlü ve etkili olduğunu gösterirken, aynı zamanda bu düşüncelerin dönemin otoriteleri tarafından ne denli tehdit olarak algılandığını da ortaya koyar.
Şair Nesimi’nin Bir Eseri:
Minnet Eylemem
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabî, Farisî bilmem dile minnet eylemem
Sırat-ı Müstakim üzre gözetirim Rahim’i
İblisin talim ettiği yola minnet eylemem…
Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hakk kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüda’dır kula minnet eylemem…
Ey Nesimi can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatkârım Ahmed-i Muhtar iken
Cümlenin rızkını veren ol gani Settar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem…
Kul Nesimi
