Bu kadar geniş kapsamlı ve sürekli değişen bir teknoloji için tahmin edebileceğiniz gibi, internetin icadını tek bir kişiye mal etmek imkansızdır. İnternet, her biri yeni özellikler ve teknolojiler geliştiren çok fazla bilim adamının çalışmasıydı.
İnterneti gerçekten inşa edecek teknolojinin var olmasından çok önce, birçok bilim insanı dünya çapında bilgi ağlarının varlığını zaten öngörmüştü. Nikola Tesla 1900’lerin başında bir “dünya kablosuz sistemi” fikrini ortaya atmış, Paul Otlet ve Vannevar Bush gibi vizyoner düşünürler ise 1930’larda ve 1940’larda kitapların ve medyanın mekanize, aranabilir depolama sistemlerini tasarlamışlardı.
Yine de internet için ilk pratik şemalar, bir “Galaksiler Arası Ağ” fikri 1960’ların başında popülerleşene kadar ortaya çıkmayacaktı. Bundan kısa bir süre sonra bilgisayar bilimcileri, elektronik verilerin etkin bir şekilde iletilmesine yönelik bir yöntem olan ve daha sonra internetin temel yapı taşlarından biri haline gelecek olan “paket anahtarlama” kavramını geliştirdiler.
Arpanet’in Doğuşu (1969)
İnternetin ilk uygulanabilir prototipi 1960’ların sonunda “İleri Araştırma Projeleri Ajansı Ağı” olan Arpanet’in kurulması ile ortaya çıktı. İlk başlarda Amerikan Savunma Bakanlığı tarafından finanse edilen ARPANET, birden fazla bilgisayarın tek bir ağ üzerinde iletişim kurmasını sağlamak için paket anahtarlama kullandı.
1969 yılının Ekim ayında Arpanet, ilk mesajını iletti: bir bilgisayardan diğerine bir “düğümden düğüme” iletişim. İlk bilgisayar, UCLA’daki bir araştırma laboratuvarında, ikincisi ise Stanford’daydı. İkisi de, neredeyse küçük bir ev büyüklüğündeydi. Mesaj “Login”di. Kısa ve basitti ama yine de yeni kurulan ARPA ağını çökertti: Stanford’daki bilgisayar notun sadece ilk iki harfini almıştı.
Teknoloji, 1970’lerde bilim adamları Robert Kahn ve Vinton Cerf’in, verilerin birden fazla ağ arasında nasıl iletilebileceğine ilişkin standartları belirleyen bir iletişim modeli olan İletim Kontrol Protokolü ve İnternet Protokolü ya da TCP/IP’yi geliştirmelerinin ardından büyümeye devam etti.
ARPANET 1 Ocak 1983’te TCP/IP’yi benimsedi ve araştırmacılar bu tarihten itibaren modern İnternet’e dönüşen “ağlar ağını” oluşturmaya başladı. Çevrimiçi dünya, daha sonra 1990 yılında bilgisayar bilimcisi Tim Berners-Lee’nin WWW (World Wide Web) ‘i icat etmesiyle daha tanınır bir hal aldı.
E-postanın Gelişimi (1980’ler)
İnternetin yükselişi ile birlikte, 1980’lerde iletişim teknolojilerinde önemli atılımlar meydana geldi. Bu dönemde, modern çevrimiçi iletişimin önemli bir unsuru olan e-posta geliştirildi. Kullanıcıların ağlar üzerinden elektronik mesaj gönderip almalarını sağlayarak dünya çapında bağlantıyı geliştirdi. Usenet adı verilen dağıtılmış bir tartışma sistemi de oluşturuldu ve kullanıcıların haber gruplarına katılmasına ve çeşitli konularda bilgi alışverişinde bulunmasına olanak tanıdı.
WWW- World Wide Web (1990’lar)
WWW’nin yaratılmasıyla birlikte 1990’lar internetin tarihinde dönüşüm yaratan bir on yıl oldu. İngiliz bilgisayar bilimcisi Tim Berners-Lee, ilk olarak internet üzerinden erişilebilen bağlantılı hiper metin belgelerinden oluşan bir sistem önerdi.
1991’de ilk web sayfası yayınlandı ve 1993’te Mosaic ve Netscape Navigator gibi web tarayıcıları oluşturularak web’de gezinmek daha kullanıcı dostu hale geldi.
E-ticaret ve “.com” un Patlaması (1990’ların sonu)
“.com” un patlaması, 1990’ların sonlarında meydana geldi. E-ticaret bu dönemde gelişti ve Amazon ve eBay gibi online perakendenin büyük oyuncuları ortaya çıktı. Web teknolojilerindeki gelişmeler ve güvenli çevrimiçi ödeme yöntemlerinin yaygın kullanımı, çevrimiçi alışverişin genişlemesini sağlayarak mal ve hizmet alım satımında devrim yarattı.
Web2 ve Sosyal Medyanın Ortaya Çıkışı (2000’lerin başı)
Sosyal medya platformları ve Web2 fikri 2000’li yıllarda ortaya çıkmıştır. MySpace, Facebook ve Twitter, diğer web sitelerinin yanı sıra, kullanıcıların hesap açmasını, bilgi alışverişinde bulunmasını ve dünyanın her yerinden insanlarla bağlantı kurmasını sağlayarak çevrimiçi iletişimi dönüştürdü.
Web2, kullanıcı tarafından oluşturulan içeriği, etkileşimi teşvik ederek çevrimiçi deneyimi daha etkileşimli ve dinamik hale getirdi. Ayrıca, 2000’lerin başında ortaya çıkan bulut bilişim, bireylere ve şirketlere ölçeklenebilir, uyarlanabilir bilişim kaynakları sağladı.
Uzaktan veri depolama, işlem gücüne erişim ve uygulamaları barındırma kapasitesi, 2006 yılında Amazon Web Services (AWS) gibi hizmetler tarafından kullanıma sunuldu.
2000’lerin Sonundan İtibaren İnternetin Yükselişi
Teknolojik gelişmeler, bağlanabilirlik ve dijital hizmetlerin günlük hayatımıza entegrasyonu ile internet hızla gelişmeye devam ediyor. Peki, 2000’lerin sonundan itibaren internetin tarihi nasıl gelişti?
2008: Apple’ın App Store’u açıldı ve mobil uygulama dağıtımında devrim yarattı.
2010: Akıllı telefonların ve mobil cihazların yaygınlaşması mobil internetin yükselişini sağladı.
2010: Bitcoin kullanılarak yapılan ilk ticari işlem gerçekleşti.
2012: Google Play, Android cihazlar için birincil uygulama mağazası olarak açıldı.
Bitcoin Kullanılarak Yapılan İlk Ticari İşlem
2010 yılı, internet tarihinde çok önemli bir anıya tanıklık etti. 22 Mayıs’ta Laszlo Hanyecz; iki pizza karşılığında 10.000 BTC bozdurarak kripto para birimlerinin gerçek dünya işlemlerindeki potansiyelini vurguladı.
Bu tarih hala, “Bitcoin Pizza Günü” olarak bilinmektedir. olay, dijital para biriminin yıkıcı gücünü ve geleneksel finansal sistemlerde devrim yaratma kabiliyetini ortaya koymuştur.
Yüksek Hızlı İnternetin Yaygınlaşması
2010’lu yılların başında, geniş bant internet erişimi dünya çapında yaygınlaşmaya devam etti. Bu, geliştirilmiş çevrimiçi deneyimler, daha hızlı veri aktarımı ve yüksek çözünürlüklü içerik akışı anlamına geliyordu. Bunu, sosyal ağ ve mesajlaşma uygulamalarının yükselişi takip etti.
2010’ların başında, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağ platformları hakimiyeti başladı. 2010 ile 2013 yılları arasında ise Whatsapp, WeChat ve Telegram gibi mesajlaşma uygulamaları gerçek zamanlı iletişim ve paylaşım özellikleri sunarak popülerlik kazandı.
Bulut Bilişim ve Depolama
2010’lu yılların başında, bulut bilişim de giderek yaygınlaşmaya başladı. Aynı yıl, Microsoft Azure ve Google Cloud Platform pazara girdi. 2012 yılında, Google Drive bulut depolama hizmetleri, uygun dosya depolama ve senkronizasyon sağlayarak popülerlik kazandı.
Nesnelerin İnterneti (IoT) 2000’lerin sonundaki başlangıcından bu yana büyümeye devam etti. Akıllı ev cihazları, giyilebilir teknoloji ve endüstriyel uygulamalar ivme kazandı. Bu denli birbirine bağlanabilirlik; otomasyon, uzaktan izleme ve veri toplamayı da mümkün kılmaktadır.
Eğlence Platformlarının Gelişimi
2000’lerin sonunda akış platformları, eğlence sektörünü de dönüştürmeye başladı. 2006 yılında, Amazon Prime Video, Amazon Unbox olarak piyasaya sürüldü. Onu, bir yıl sonra Netflix’in yayın hizmetini tanıtması takip etti. 2008 yılında, Hulu ücretsiz, reklam destekli bir yayın hizmeti başlattı. Daha sonra abonelik tabanlı planlar sundu. Spotify da aynı yıl bir müzik akışı hizmeti sundu.
2015’e gelindiğinde, Apple Music popülerlik kazandı. 2019’da ise Disney Plus; Disney, Pixar, Marvel, Star Wars ve National Geographic içeriklerinden oluşan geniş kütüphanesiyle popülerlik kazandı.
Tabi tüm bu gelişmeler; gelişmiş çevrimiçi güvenlik ve gizlilik endişeleri anlamına da geliyor. İnternetin bu denli gelişmesi, çevrimiçi güvenlik ve gizlilik gibi konuları daha belirgin hale getirmiştir. Yüksek profilli veri ihlalleri ve siber saldırılar, güvenli uygulamaların önemi konusunda farkındalığı artırmaktadır. Günümüzde; şifreleme teknolojileri, güvenli protokoller ve çok faktörlü kimlik doğrulama, kullanıcı gizliliğini ve veri bütünlüğünü korumak için önemli araçlar haline gelmiştir.
