Radyonun icadı ile ilgili bilgiler tam olarak aydınlatılmış değil. Çünkü, bu önemli icadın ismi pek çok farklı bilim insanı ile anılmaktadır. Bunlar arasında İtalyan Guglielmo Marconi en başarılı ve önemli isimlerden biriydi. Guglielmo Marconi radyoyu icat etti ve herkesin kullanımına sundu.
Guglielmo Marconi Kimdir?
Guglielmo Marconi, 1874 yılında İtalyan bir baba ve İrlandalı bir annenin oğlu olarak İtalya’nın Bologna şehrinde dünyaya geldi. Hayatının erken dönemlerinde bilime, özellikle de elektrik alanına ilgi duydu. 1894 yılının sonlarında Alman fizikçi Heinrich Hertz’den deneyler öğrendi. 1880’li yılların sonunda Hertz, radyo dalgalarının varlığını göstermişti.
O yıllarda Hertz, dikey bir antenden yukarı ve aşağı doğru hızla değişen alternatif akımlar göndererek radyo dalgaları üretmeyi başardı. Ve, bu dalgaları 20 metreye kadar takip edebildi. Guglielmo Marconi ise, İngiliz fizikçi Oliver Lodge’un bir makalesini okudu. Lodge, Hertz dalgalarını kullanarak Mors alfabesiyle kablosuz mesajlar göndermişti. O dönemde Morse’un telgraf mesajları yalnızca telle ve elektrik darbeleri kullanılarak gönderilebiliyordu. Kablosuz telgraf kullanma fikri, Marconi’yi fazlasıyla etkilemişti.
Guglielmo Marconi’nin kendi testlerini yapmaktaki en büyük amacı kablosuz telgrafı günlük hayatta kullanılan bir teknoloji haline getirmekti. Marconi, evinin tavan arasında bir laboratuvar kurdu ve gerekli aletleri bir araya getirdi. Kısa süre içinde, Mors alfabesini daha uzak mesafelere göndermeyi ve yanıt almayı başarmıştı. İlk olarak odasının içinde, daha sonra koridorun sonunda ve daha sonra da kırsal kesimde denemeler yaptı.
Ve Marconi, 1895 yılında yaklaşık 2 kilometre uzağa bir mesaj iletmeyi başardı ve 1896 yılında bu tekniğin patentini aldı. Ancak, İtalyan hükümeti mali yardım talebini reddedince İngiltere’ye taşınmayı tercih etti.
Guglielmo Marconi ve Titanik
İcat edildikten sonra, radyonun pek çok etkileyici gösteriminin ardından Guglielmo Marconi, o zamanlar İngiltere’deki telgraf hizmetinden sorumlu olan Posta İdaresi’nden mali destek aldı ve birkaç ay içinde Wireless Telegraph & Signal Company’yi kurdu. Sonraki birkaç yıl içinde, özellikle gemiden gemiye ve gemiden kıyıya olmak üzere uzun mesafelere mesaj göndermeyi başardı.
20.yüzyılın başında, 1900 yılında, Guglielmo Marconi iletim menzilini daha da genişletmeye karar verdi. Artık, Atlantik Okyanusu’nu geçmeyi hedefliyordu. 1902 yılında ise, gemisinden 3200 kilometreden daha uzakta, Kanada kıyılarına yakın olan Cornwall’dan sinyal almayı başardı.
İlerleyen yıllarda Guglielmo Marconi ilk radyo iletim sistemini hayata geçirdi. Marconi’nin adı 1912 yılında İngiliz gemisi RMS Titanic bir buzdağına çarptığında bir kez daha duyuldu. Batan gemideki bir Marconi telsiz operatörü sinyaller göndermeyi ve çevredeki gemilerden yardım istemeyi başardı.
Radyonun İcadi: 1920’li Yıllar
1920’lerde Marconi yüksek frekanslı radyo dalgalarını denemeye başladı. Bu “kısa dalgalar”, uydu yayınlarını almak için kullanılan parabolik alıcılara benzer şekilde, bir vericinin arkasındaki kavisli bir yansıtıcı tarafından odaklanabiliyordu. Dalgalar bir hüzme oluşturup her yöne yayılmadığından, bu yeni düzenleme radyoyu çok daha etkili ve enerji açısından verimli hale getirdi.
O dönemde, Marconi gibi diğer radyo operatörleri sadece Mors alfabesini değil aynı zamanda konuşmaları, müziği ve ses sinyallerini de iletebiliyordu. 1931’de Marconi daha yüksek frekanslı ve daha kısa dalga boylu radyo dalgaları olan mikrodalgalar ile deneyler yaptı. Bir yıl sonra, Vatikan ile Papa’nın yazlık konutu arasında belirli bir yönde yayın yapan bir mikrodalga telsiz telefon sistemi kurdu. Günümüzdeki iletişim sisteminin altyapısı da benzer mikrodalgalara dayanmaktadır.
Marconi aslında radyoyu icat etmedi. Ancak, birçok yönden radyonun gelişimine katkıda bulundu. Onun çabaları, radyoyu karmaşık bir laboratuvar aletinden ticari başarısı olan günlük bir cihaza dönüştürdü.
1929 yılında, kablosuz telgraf alanına yaptığı katkılardan dolayı Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü. 1930 yılında İtalyan Kraliyet Akademisi Başkanlığına seçildi.
Marconi’nin En Büyük Zaferi
Bazı matematikçilerin Dünya’nın eğriliğinin elektrik dalgaları aracılığıyla pratik iletişimi 161-322 km mesafeyle sınırlayacağı yönündeki görüşlerine rağmen Marconi, Aralık 1901’de İngiltere’nin Cornwall bölgesindeki Poldhu’dan Atlantik Okyanusu boyunca sinyaller iletti. Peki, bunu nasıl başardı?
Marconi ve asistanı George Kemp, ilk transatlantik radyo sinyallerinin alındığını bir telefon alıcısı ve basit bir uçurtma tarafından havada tutulan bir tel antenle doğruladılar. Poldhu, Cornwall’dan iletilen “S” harfinin Mors kodunu duydular.
Bu özel deney, radyo sinyallerinin ufkun çok ötesine uzandığını gösterdi. Aslında, artık radyo sinyallerinin uzaya ve ötesine uzanabildiğini biliyoruz. Marconi’nin deneyi 20. yüzyılda radyoya iletişim için yeni bir küresel boyut kazandırdı.
Bu başarı, modern dünyanın her yerinde büyük bir heyecan yarattı. Radyo dalgalarının Dünya etrafında ve atmosferde yayılma yasaları hakkında öğrenilecek daha çok şey olsa da, bu sonraki 50 yıl boyunca gerçekleşecek olan radyo iletişimi, yayıncılık ve navigasyon hizmetlerinin büyük gelişiminin başlangıcı oldu.
Tüm Dünyada Büyük Ses Getirdi
Marconi’nin çalışmaları sayesinde insanlar artık radyoyu önemsiyordu. Bu sayede radyo 1920’lerin sonu ve 1930’ların başında yaygın bir ev eşyası haline geldi. Marconi, ünlü transatlantik radyotelegrafi görevinden sonra bile radyonun gelişiminde rol oynamaya devam etti.
Bazı radyo dalgaları atmosferin üst bölgelerinden yansıyarak yayıldığı için, iletim koşullarının bazen geceleri gündüze göre daha uygun olduğunu ilk keşfeden oydu. Bunu 1902’de Amerikan gemisi seyahat ederken buldu ve yayıncılıkta “gündüz etkisi” olarak bilinmeye başladı. Aynı yıl bir manyetik dedektörün de patentini aldı. Bu, uzun yıllar boyunca radyonun standart kablosuz alıcısı olacaktı.
Farklı radyo dalgaları üzerinde daha fazla deney yaptıktan, İtalyan ordusunda görev aldıktan, 1909’da Nobel Ödülü kazandıktan ve hatta Vatikan’da Papa için bir telsiz telefon sistemi kurduktan sonra Guglielmo, Roma’da vefat ettiği 1937 yılına kadar yaşadı.
Marconi 30’lu yıllarda ölmeden önce dünyaya küçük bir mesaj da bıraktı;
“Yaşamın gizemi, kesinlikle insan düşüncesinin önüne konmuş en kalıcı sorundur. Bilimin bunu çözme konusundaki yetersizliği mutlaktır. Eğer inanç olmasaydı, bu gerçekten korkutucu olurdu. Her geçen gün, insanlığın uzay ve zamanla olan mücadelesinde daha başarılı olduğunu görüyoruz.”
