Tarihtekiler.com

  1. Anasayfa
  2. »
  3. DÜNYA TARİHİ
  4. »
  5. Göbeklitepe’nin Öğrettikleri

Göbeklitepe’nin Öğrettikleri

Tarihtekiler.com Tarihtekiler.com -
37 0
göbeklitepe

Göbeklitepe, Şanlıurfa’da bulunduğunda aslında insanlık tarihindeki ilk izleri de beraberinde getirdi. Göbeklitepe ya da Göbekli Tepe olarak da bilinen bu yerde, şimdiye kadar benzerine hiç rastlanmamış dünya tarihinin en eski yapısı ortaya çıktı. Peki bu süreçte insanlık tarihinde neler değişti, gelin birlikte inceleyelim.

Tarihin Sıfır Noktası: Göbeklitepe

Göbeklitepe, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Şanlıurfa şehrinin 18 km kuzeydoğusunda yer alıyor. Haliliye ilçesine bağlı sit alanı olarak ilan edilen bu bölgede yerleşimin M.Ö 9600–9500 yıllarına dayandığı tahmin ediliyor. Yapılan kazılarda Neolitik döneme ait birçok bulgu da ortaya çıkıyor.

Göbeklitepe şimdiye kadar dünya tarihinde bilinen en eski yerleşim yeri olması bakımından hem ülkemiz için hem de dünyada insanlık tarihinin gidişatı açısından önemli bir nokta. Öyle ki, “tarihin sıfır noktası” olarak birçok popüler kaynakta isimlendiriliyor. Bu isimlendirmenin en önemli nedeni kuşkusuz şimdiye kadar bilinen en eski yerleşimin çok daha farklı bir noktada olduğunun bilinmesiydi. Dünya tarihinde Göbeklitepe bulunana kadar en eski yerleşimin M.Ö 4 binli yıllarda olduğu tahmin edilmekteydi. Göbeklitepe’nin ardından arkeolojik çalışmaların hızla ilerlemesi ile bu durum değişmiş oldu.

Tarihin Bilinen En Eski Yerleşim Yeri

Çanak çömleksiz Neolitik Çağ’a ait birçok bulgunun yer aldığı Göbeklitepe’de tarihi sütunlar ve bir dizi dairesel yapı bulunuyor. T biçimindeki bu yapıda 10-12 dikilitaş yuvarlak planda dizilmiş, araları ise taş duvarlarla örülmüş olarak görülüyor. Bir yerleşimin var olduğu belli olan bu alanda birçok figür de dikili taşların üzerinde çizili. Bölgede yapılan kazılardan çıkan bazı heykel ve taşlar günümüzde Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

göbeklitepe

Göbeklitepe’nin Tarih Sahnesindeki Önemi

Göbeklitepe, Mısır Piramitleri’nden yaklaşık 7500 yıl kadar önce yapıldığı tahmin edilen bir yerleşim yeri. Bu nedenle insanlık tarihinde yerleşik yaşama ait ilk izlerin burada olması bakımından önem taşıyor. Şanlıurfa’ya bağlı Örencik köyü civarındaki Tek Tek Dağları’nın eteğinde bulunan Göbeklitepe, yeryüzündeki ilk yerleşik hayat belirtisini taşıyor. İnsanlığın bu kadar erken bir dönemde avcılık ve toplayıcılık ile geçindiği tahmin edilirken büyük kaya parçalarına şekil verilmesi ve burada bir medeniyet kurulması tüm bu tahminleri ortadan kaldırıyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Bolşevik Devrimi ve Etkileri

Göbeklitepe’de yer alan bulgulardan yola çıkılarak daha eski yerleşim yerlerinin de ortaya çıkabileceği tahmin ediliyordu. Nitekim yine Göbeklitepe yakınlarında yapılan araştırmalar sonucu Karahantepe adında M.Ö 9 binli yılların da başında bir yerleşime tanıklık eden bölgenin keşfedildi. Bu da insanlığın yerleşik hayata bildiğimizden de erken geçmiş olabileceğini kanıtlıyor.

Dünyanın En Eski Tapınağı

Dünyada bilinen ilk ibadet merkezi olarak da kayıtlara geçen Göbeklitepe, bulunmasının ardından dinler tarihinde de büyük bir etki yarattı. Zira dünyadaki en eski yerleşime ait ilk tapınak olma özelliğini de taşıyor. Bu da tüm bu bulgulardan yola çıkarak Göbeklitepe’nin kurulduğu zamandaki önemli bir ibadethane olduğu yönünde birçok tezi ortaya koyuyor.

Konumu dolayısıyla bölgede bulunan tek inanç merkezinin burası da olmayacağı yönünde birçok iddia da mevcut. Ancak günümüzde araştırmalar sonucu hem dünya tarihinin hem de ülkemiz topraklarının en eski ibadethanesi olabileceği konusunda önemli çalışmalar var.

göbeklitepe

Göbeklitepe’nin Konumu ve Çevresi

Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe aynı zamanda dünyanın da ilgi odağı halinde. İnsanlık tarihine ilişkin tüm araştırmalarda en eski yerleşim yeri olarak kayıtlara geçen bu alan, birçok araştırmacının da çalışma alanı oldu. Ancak zaten medeniyetin beşiği olarak bilinen Mezopotamya’da bulunmasının ardından daha eski yerleşimler de olabileceği noktasında bölgede hala devam eden birçok çalışma da mevcut.

Adını bölge halkı tarafından tepede ziyaret edilen bir yatırdan alan Göbeklitepe, bir platodan yaklaşık 15 metre yukarıda kurulu bir alanda yer alıyor. Toros Dağları, Fırat Nehri ve Harran Ovası arasında yer alan bölge konumuyla çok geniş bir bölgeden görünüyor. Anıtsal bir yapı olarak buraya inşa edilmesinin nedenlerinden biri olarak da hem bölgenin bu kadar geniş bir alandan görülebilmesi hem de tepenin bulunduğu yerden, oldukça geniş bir coğrafyayı görebilmesi tahmin ediliyor.

göbeklitepe

Göbeklitepe’nin Keşfi

İnsanlık tarihinin en eski yerleşim yeri olan Göbeklitepe için çalışmalar 1963 yılında başlatılmıştır. İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi işbirliğinde başlatılan çalışmalarda Göbeklitepe’nin olduğu alan ilk kez tespit edilmiştir. “Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları Projesi” (Prehistoric Research in Southeastern Anatolia) kapsamında yapılan araştırmalarda bir yüzey taraması yapılmıştır. Tarama sonucunda burada bir yerleşim yeri değil mezarlık olduğu düşünülmüştür. Daha sonrasında bir süre burası tarım alanı olarak kullanılmış ve dikili taşlar da tarla için sıradan bir taş sanılarak çiftçiler tarafından üst kısımdan bazı hasarlara maruz bırakılmıştır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Pompei'de Neler Oldu?

Daha sonra 1980’li yıllarda yayımlanan bir makalede Göbeklitepe ismi yeniden gündeme gelmiştir. Peter Benedict’in “Survey Work in Southeastern Anatolia” adlı makalesinde bölgeden söz etse de yine de üzerinde durulmamıştır. Nihayet 1994 Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Klaus Schmidt bölge ile ilgili yapılan ilk raporu inceledikten sonra çalışma yürütmeye karar vermiştir. Bu araştırmaların sonucunda bölgenin sit alanı ilan edilmesi ve kazıların başlaması üzerine Göbeklitepe ortaya çıkmıştır.

göbeklitepe

Göbeklitepe’ye Neden İhtiyaç Vardı?

Göbeklitepe’nin binlerce yıl önce inşa edildiği konusunda hem yapısal hem de tarihsel bulgular artık çok net diyebiliriz. Ancak her ne kadar yerleşik hayat belirtisi olsa da civarda tek bir kap kacak dahi bulunmadığından dolayı buranın bir sığınak ya da farklı bir amaçla kullanılan bir ibadet yeri olabileceği fikri araştırmacılar tarafından üzerinde durulan konular arasında yer alıyor. Öyle ki tek bir doğurganlık figürü ya da aileye dair bir iz ya da herhangi bir eşya betimlemesi yer almıyor. Bunun yanı sıra herhangi bir el aleti ya da kalıntısı da henüz bulunmuş değil.

Tarihin sıfır noktası olarak bilinen bu alanda herhangi bir gündelik yaşam izinin bulunmamış olması akıllara bölge jeolojisiyle ilgili de olabileceği fikrini getiriyor. Özellikle kireç taşının bol miktarda bulunduğu bir bölge olması bakımından Göbekli tepe inşa edilirken sert cisimleri yontmak için gerekli aletlerin kullanılmayabileceği düşünülüyor. Bu da aslında pek de zorlanmadan sütunlara şekil verilebileceğini düşündürüyor.

Yapılan araştırmalarda kesici aletlerin kullanıldığına dair izler belirtilmiş olsa da bu aletlere dair herhangi bir iz olmamasından dolayı henüz insanların hayvanları evcilleştirmediği bir dönemde Göbekli Tepe’nin kurulmuş olabileceği de söz konusu. Zira Göbekli Tepe için yapılan çalışmalarda uzmanlar tarafından yapılan pek çok açıklama var. Açıklamalara göre insanlık tarihinde buranın yer alıyor olması ama herhangi bir gündelik eşyaların izinin olmaması, kullanım amacını da ortaya koyuyor.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR  Karl Marx

Göbekli Tepe’nin bir tapınak olarak inşa edildiğini düşünen Schmidt, buranın ilk olarak inşa edildiğini savunuyor. “Önce tapınak geldi, sonraysa şehir…” diyen Schmidt’in bu tezine göre insanlar inançlarına göre burayı sunak için kullanmış olabilir. Bunun yanında konum bakımından geniş bir coğrafyayı görebiliyor olması da insanların hemen hemen 150 kilometre uzaktan bile gelerek burada ibadet edip avlarını tanrılara sunduğunun göstergesi olabilir. Öte yandan ölülere ya da dirilere sunulan adaklar burada kesildikten sonra insanlar hayatına geri dönebileceği tahmin ediliyor.

tarihtekiler.com-logo- küçük

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir