Hayatı zorluklar ve mücadeleler ile dolu Nazi Almanya’sının lideri Adolf Hitler, 1889 yılında Avusturya’da dünyaya geldi ve 1945’teki ölümüne kadar tüm dünyanın bugün hala konuştuğu isimlerden biri oldu. Milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olmadan önce, Birinci Dünya Savaşı’nda Alman ordusunda görev yaptı. Kanlı ve vahşi bir şekilde tarihe damgasını vuran ve dünya tarihinin en çok karalanan adamı olan Hitler hakkında daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin…
Adolf Hitler’in Çocukluk Yılları
1889 yılında Avusturya’nın Bavyera sınırındaki Braunau am Inn’de dünyaya geldi. Evlilik dışı doğdu ve annesi Maria Anna Schicklgruber’in soyadını aldı. Babası 40 yaşındayken, biyolojik babası olduğu iddia edilen üvey babası Johann Georg Hiedler’in adını aldı. Bu değişiklik yapıldıktan sonra, Hiedler’in yazımı “Hitler” olarak değiştirildi. Bu değişikliğin neden yapıldığı bilinmiyor.
Adolf Hitler’in babası, Klara Pölzl ile evlenmeden önce zaten 2 kez evlenmişti. Çiftin 6 çocuğu vardı ancak bunların dördü çocukken öldü. O çocuklardan biri Adolf ve diğeri kardeşi Paula’ydı.
Almanya ile olan ilişkisine rağmen, aslında Avusturya vatandaşıydı. Alman duyarlılığı, ona okul yıllarında aşılanmıştı. Pek çok Avusturyalı, Avusturya-Macaristan hükümetine kızdığından ve kendilerini Avusturyalı yerine Alman olarak tanımladığından, bu o zamanlar alışılmadık bir durum değildi.
Katı bir babası vardı ve onu hiç sevmediği bir okula gönderdi. Öğrencilik yıllarında öğretmenleriyle kavga eder ve kötü notlar alırdı. Bu yüzden, sık sık babasından da dayak yiyordu. Annesi ise daha vicdanlı ve yumuşak huylu bir kadındı ancak babasının öfkesini durdurmaya gücü yetmiyordu.
Gençlik Yılları
Bir devlet memurunun oğlu olan Adolf Hitler, babasından daha farklı fikirlere sahipti ve sanatçı olmak istiyordu. Adolf okulu bitirmeden babası ölünce, annesi de okul değiştirmesine izin verdi. Bir yıl sonra okul notları düzelmeye başladı.
1907’de okulu bitirdikten sonra Viyana’ya taşınarak Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’ne girmeyi denedi. İki yıl üst üste giriş sınavlarında başarısız olunca mimariye yöneldi. Ancak, maddi durumu ve nitelikleri sanat kariyerine devam etmek için yeterli değildi.
Sanata giriş sınavlarında başarısız olunca, geçimini sağlamak için yaptığı resimleri satmaya çalıştı. Ancak, kazandığı para masraflarını karşılamaya yetmiyordu. Kısa bir süre evsizler barınağında yaşadıktan sonra, 1909’da erkekler için bir yatakhaneye taşındı. 4 yıl sonra babasından kalan mirası aldı ve maddi durumunu düzeltti. Bundan sonra, maddi durumunu daha da iyileştirmek için Almanya’nın Münih şehrine geldi.
Adolf Hitler ve Birinci Dünya Savaşı
I. Dünya Savaşı 1914 yılında patlak verdiğinde, Adolf Hitler de Alman ordusunda yerini aldı ve savaşmak üzere Batı cephesine gönderildi. Sevk görevlisi olduktan sonra subaylar tarafından da tanınmaya ve sevilmeye başladı. Savaş sürerken, bir ara bacağından yaralandı ve 1918 yılında ise hardal gazı nedeniyle kör oldu. O hastanede olduğu sürede, savaş da sona erdi.
I. Dünya Savaşı’ndan önce ve savaş sırasında Adolf Hitler’in büyük bir bıyığı vardı. Gaz maskesinin altına sığabilmesi için yanlarını kesmesi emredilince, hayatının geri kalanında hepimizin bildiği o ikonik bıyığı kullanmaya başladı.
Avusturya Vatandaşlığından Vazgeçişi
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na olan nefreti nedeniyle, 1925 yılında Avusturya vatandaşlığından vazgeçti ve 1932 yılına kadar uyruğu yoktu. I.Dünya Savaşı’nda Almanya için Batı cephesinde savaşmış ve sonrasında Alman siyasetine girmiş olsa da henüz vatandaş değildi. Bu durum, sınır dışı edilme riski ile karşı karşıya kalmasına da neden olmuştu.
1932 yılı geldiğinde, New Brunswick içişleri bakanı sayesinde, Alman vatandaşı oldu ve idari bir pozisyona gelmeyi başardı.
Hitler’in Hayvan Sevgisi ve Vejetaryen Olması
İnsanlık tarihinin en çok karalanan isimlerinden biri olmasına rağmen, şaşırtıcı şekilde hayvanlara karşı nazik biriydi. Adolf Hitler’in başlattığı Naziler, bir dizi hayvan refahı yasası çıkardı ve o dönemde dünyanın geri kalanındaki insan merkezli yasalardan farklı olarak, Almanya’daki yasalar, hayvanlara insan adına değil, hayvanların kendi iyiliği için saygı gösterilmesine dayanıyordu.
Propaganda bakanı Joseph Goebbels’e göre, Adolf Hitler’in vejetaryenliği uygulamanın etik temellerinden kaynaklanıyordu ve savaştan sonra Reich genelinde mezbahaları yasaklamayı planlıyordu.
Hitler’in arkadaşı Albert Speer, onun yemek masasında misafirlerini et yemekten caydırmak için hayvanların nasıl katledildiğine dair korkunç hikayeler anlattığından bahsediyordu. 1938 yılı geldiğinde ise vejetaryen oldu.
1931 yılında, Martin Bormann, ona bir Alman çoban köpeği hediye etti ve o günden sonra Führer’in yanından hiç ayrılmadı. Hitler, Blondi adını verdiği köpeğine çok bağlıydı ve konferanslar sırasında onunla oynamak ve ona numaralar öğretmek için aralar veriyordu.
1945’teki ölümü sırasında Hitler, intihar etmeden önce Blondi’ye de bir siyanür kapsülü verdirdi.
Hitler, Nazi Almanya’sı ve Anti Semitizm
Naziler, Hitlerle birlikte 1933 yılında iktidara geldi. Yahudi düşmanlığı ve önyargı, aslında Avrupa’da yüzyıllardır vardı. Bu durum, sıklıkla Yahudilerin şiddete ve ayrımcılığa uğramalarına neden oldu.
Pek çok farklı ülkede Yahudilerin belirli işleri yapması engellendi veya belirli bölgelerde yaşamaya zorlandı. Yahudilerden, bazen Yahudi olduklarını göstermek için rozetler takmaları da isteniyordu. Tarih boyunca, Yahudi toplulukları ülkelerini terk etmek zorunda kalıp yeni yerler bulmak zorunda kalmışlardır. Ayrıca, veba gibi felaketlerden de sorumlu tutulmuşlardır.
Zamanla, bu ayrımcı uygulamaların bazıları kaldırılmaya başlanınca, Yahudi olmayan komşuları ile temasları da artmıştı. Almanya topraklarında yaşayan Yahudi halkının büyük bir kısmı, Alman toplumuna asimile edilmişti. Ancak, nefret ve önyargı her zaman devam etti ve insanların büyük bir bölümü Yahudi karşıtı olmayı sürdürdü.
1933 yılında Hitler’in ve Nazilerin iktidarı ile birlikte, zaten yüzyıllardır var olan Yahudi düşmanlığı ve nefreti, daha büyük boyutlara ulaştı.
Nazilerin İktidara Gelişi
1929 yılında dünya çapında bir ekonomik çöküşe neden olan Büyük Buhran Dönemi, Hitler için bir fırsat aldı. Almanya topraklarında, milyonlarca işsiz vardı. Adolf Hitler, bu ekonomik sorunları halkın %1’lik kısmını oluşturan ve küçük bir azınlık olan Yahudilere yüklemişti.
Hitler’in seçim propaganda sürecindeki posterler, Almanya’nın ekonomik sorunlarına çözüm bulabileceğini iddia ediyordu. Daha sonra, bu fikirler popüler oldu ve Naziler iktidara gelmeyi başardı. Hitler, propagandanın ne kadar önemli olduğunu anlamıştı. Bunun için, Almanya’yı dolaşarak sorunlarını anladığını göstermeye çalıştı ve pek çok konuşma yaptı.
1932 yılı geldiğinde, Almanya’nın en popüler siyasi partisi Naziler olmuştu. 1933 yılında ise Hitler, Şansölye oldu. Bu unvan, Almanya’daki en yüksek ikinci siyasi pozisyondu.
Nasıl Diktatör Oldu?
1933 yılında yapılan seçimlerde, çoğunluk sağlamak hala önemliydi. Ve bu, Hitler’in önerdiği yeni yasaların diğer partiler tarafından reddedilebileceği anlamına geliyrodu.
Aynı yıl Mart ayı geldiğinde, oylama yapılmaksızın kendi başına yasa yapma hakkı veren Yetki Yasası kabul edildi. Anayasanın bu şekilde değiştirilmesi için Reichstag’ın üçte ikisinin lehte oy kullanması gerekiyordu. Hitler, Reichstag’daki Komünist Parti üyelerini tutuklattı, bu yüzden oy kullanamadılar ve diğer muhalefet üyelerini yasaya karşı oy vermelerini engellemeleri için korkuttu.
Bu yasanın kabul edilmesi, Hitler’in istediği yasaları çıkarmasını engelleyecek hiçbir siyasi muhalefetin olmadığı anlamına geliyordu. Bir yıl sonra başkan oldu ve Hitler de, Şansölye ve Başkanlık rollerini tek bir pozisyonda birleştirerek kendisini Führer veya ‘lider’ yaptı. Bu onun artık şansölye değil “diktatör” olduğu anlamına geliyordu.
Adolf Hitler ve Yahudi Soykırımı
Yahudi soykırımı, Adolf Hitler’in kendini “Führer” ilan ettiği 1933 yılında başladı ve 1945 yılında Almanya’nın mağlubiyeti ile sonuçlanan 1945 yılına kadar devam etti.
Soykırım, 6 milyondan fazla Yahudi’nin devlet destekli bir şekilde sistematik olarak yok edilmesi anlamına geliyordu. Savaş bittiğinde, Avrupa’da yaşayan neredeyse her 3 Yahudi’den 1’i ölmüştü.
Adolf Hitler’in etkili savaş propagandası sayesinde, pek çok kişi Nazilerin Almanya’nın dünya gücü statüsünü geri getirdiğine inanıyordu. Naziler ayrıca Almanya’nın ekonomisini yeniden canlandırmaya söz vermişlerdi. Hitler’in popüler ve güçlü bir lider olması; halkın, tüm sorunlardan Yahudileri sorumlu tutmasına inanmasına neden oldu. Ve hitler, Yahudi cemaatini ekonomik, politik ve sosyal olarak marjinalleştirerek Almanya topraklarını terk etmeye zorladı.
1939 yılında Almanya, Polonya’yı işgal etti. Savaş devam ederken, Avrupa’yı işgal etmeye ve ele geçirmeye devam ederken, milyonlarca Avrupalı Yahudi de Nazi kontrolü altına girdi. Bu durum, Nazilerin politikasını zorunlu göçten “toplu katliam ”a doğru ilerletti. 1945 yılı geldiğinde, Nazi Almanya’sı altı milyondan fazla Yahudi’yi öldürmüştü. Ve kaybettiğini anlayan Adolf Hitler, bulunmadan önce silahı ile intihar ederek yaşamına son vermeyi seçtiği için geride birçok soru işareti bıraktı. Bugün, hala tüm dünyanın konuştuğu bir isim olmaya devam ediyor…
